Beş Element Nefesi
Muhyiddin İbnü'l-Arabî kendini arayan kişiye şu cümleyi söyler: “Kendinizden başkası ile kendinizi tanımayı ummayın; çünkü başkası yoktur.”
Biz, fizik dünyayı algılama ve tanımayı, beş duyu organımız ile gerçekleştiriyoruz. Beş duyumuz (görme, koklama, işitme, dokunma, tat alma) olmadan, fizik dünyanın tamamının farkında olamayabilirdik. Bu gerçektir ve apaçık ortadadır. Birçoğumuzun bilmediği detay ise; her bir duyumuzun elementler ile ilişkili olduğudur.
Kadim öğretiler, evrenin beş elementin birleşiminden yaratıldığını anlatır. Bu yaradılış; toprak (pruthivī), su (āpas), ateş (agni), hava (vāyu) elementlerinin farklı birleşimleri ve beşinci element olan eter(ākaşā) elementinin diğer elementleri kaplaması ve tamamlamasıyla oluşur.
Kuantum teorisine göre evren makrokozmos, küçük evren de mikrokozmos olarak tanımlanır. Makrokozmos ‘bütün’ü, mikrokozmos ise ‘parça’yı yansıtır. Bu teoriye göre, insan (parça) da ondan daha büyük olan evrenin (bütün) bir yansımasıdır. Bu nedenle, kadim öğretiler, kişinin kendini anlamasının ve tanımasının ana kaynağının da elementleri anlamaktan geçtiğini söyler.
Kişinin fiziksel özellikleri, vucüt tipi, zihni, düşünme halleri, duyguları, mizacı, renkleri ve zevkleri, karakteri ve hastalıkları elementlerle ilişkilidir. Her duygu ve duygusal dengesizlik, element dengesizliğinden ortaya çıkar. Her duygu ve zihin dengesizliği, fark edilmediğinde veya yok sayıldığında, zaman içinde fizik bedende hastalık olarak ortaya çıkar.
“Fiziksel beden, mistik görüşe göre beş elementten oluşur: toprak, su, ateş, hava ve eter. Yine de bu terimler bilimsel terimlerle karşılaştırılmamalıdır; bunlar mistik kavramlardır ve mistik anlamda anlaşılmalıdırlar. Bu beş element bedenin beslenmesini oluşturur, aynı zamanda bu elementler bedeni arındırır.” (Gathas I, Taqwa Taharat 7)
Kişinin bedeninde, zihninde, duygularında herhangi bir dengesizlik olduğunda; bu durumun o alandaki elementlerin dengesinin bozulmasından kaynaklandığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Her anlamda dengede bir hayat yaşamak için, elementlerin dengede olması çok önemlidir. Elementleri dengelemenin en etkili yollarından biri de Element Nefesi Tekniği’ni düzenli olarak uygulamaktır.
Element Nefesi Uygulaması
Toprak Elementi Nefesi
Burundan alınır, burundan verilir.
Bu nefesi yaparken; güven, sağlamlık ve desteklenme duyguları ön plandadır.
Su Elementi Nefesi
Burundan alınır, ağızdan verilir.
Bu nefesi yaparken; arınma ve yenilenme duyguları ön plandadır.
Ateş Elementi Nefesi
Ağızdan alınır, burundan verilir.
Bu nefesi yaparken; coşku, kavrayış ve dönüşüm duyguları ön plandadır.
Hava Elementi Nefesi
Ağızdan alınır, ağızdan verilir.
Bu nefesi yaparken; hareket, değişkenlik ve özgürlük duyguları ön plandadır.
Eter Elementi Nefesi
Burundan alınır, burundan verilir.
Bu nefesi yaparken; barış, birlik, her yeri kaplama duyguları ön plandadır. Aynı zamanda “ruhun duygusu” olarak da tanımlanır. Öz’ün enerjisini taşır.
Ek Bilgiler
Oturuş
Omurga dik bir şekilde olmalıdır. Oturma kemikleri, omurga ve boyun hizalı ve dik bir şekilde oturulur, hafif bir çene kilidi uygulanabilir.
Nefes Döngüsü
Her nefes 3’er kere uygulanır. Bir döngüde toplamda 15 nefes vardır. Sırası ile 3 kere toprak, 3 kere su, 3 kere ateş, 3 kere hava, 3 kere eter elementi nefesi yapılır.
Her nefesi aldıktan sonra nefes tutulur. Tutma süresi kişiye bağlı olup, bedensel bir sıkışıklık yaratmayacak bir süre ile tutulmalıdır. Tutma süresi bittikten sonra nefes verilir.
Nefesi verme süresi, en az nefesi alma ve tutma sürelerinin toplamı kadar olmalıdır. Kişi, süreleri kendi nefes kapasitesine göre ayarlayabilir.
(Örneğin; 3 saniye nefes alınıp 3 saniye tutuluyorsa, en az 6 saniye boyunca nefes verilmelidir. Verme süresi 6 saniyenin üzerine de çıkabilir)
Ağız nefesleri, nefes alma ve verme sırasında, dudaklar büzülerek (ağızda bir pipet varmış gibi) uygulanır.
Uygulama Sıklığı
Bu nefes tekniği, günde 3 defa uygulanabilir. Etkisini görmek için, her gün en az 1 kere düzenli olarak uygulanması önerilir.
Comments