Meditasyon ile Kalp Gözünün Açılması
Mevlana, “Dünya gözü ile bakan yüzü, gönül gözü ile bakan özü görür.” der. Sen zihin gözü ile bakanlardan mısın, yoksa kalp gözüyle gerçekten görmeyi seçenlerden misin?
Bir çoğumuz, hayat koşturmasının içinde, kalbinden, kendinden ve özünden git gide kopma halini deneyimliyor. Bu durum, zamanla kişinin kendi ile olan sevgi bağının zayıflamasına, hatta kendini yok saymasına sebep oluyor. Kendini ve kalbini unutan birinin, kendine acımasız, eleştirel, yargılayıcı ve suçlayıcı bir alandan davranması da, bu kopuşun ve yok sayışın çok normal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Kişi, etrafı gereğinden fazla umursarken, kendini umursamamaya başlayabilir. Karşı tarafın ihtiyacının fazlasını ona sunabilirken, kendi ihtiyacı için yardım istemekten bile çekinir hale gelebilir. Başkasına güzel şeyler söylerken, kendini kolaylıkla yerin dibine sokabilir.
Sürekli bir yerlere ya da hedeflere ulaşma telaşı yaşandığından, kişinin kalbinden ve kendinden kopma halini deneyimlemesi oldukça normaldir. Hayatın akışında, kişi kendine nasıl davrandığın fark edemeyebilir. Karşılaştığı olay ve durumların hissettirdiği duygu ve düşüncelerin içinde belki saatlerce, hatta günlerce kalabilir. Geçmişte kalmış ya da gelecekte olacak olan olayların içinde bilinçsizce kaybolabilir. Bazı durumlarda, kişinin kendisiyle olan iletişimi o kadar azalmıştır ki; kendine nasıl davrandığını, gün içinde hangi düşüncelerin zihninden geçtiğini hiç fark edemeyebilir.
Bu gibi durumlarda, kişinin kendisiyle, yani özü ile olan sevgi bağı ve iletişimi azaldıkça, anlamlandırmakta zorlandığı acı çekme, mutsuzluk, hayattan tat alamama ve tatminsizlik gibi duygu halleri yaşamaya başlayabilir. Bu haller, döngü olarak devam ettiğinde, kronik birçok rahatsızlığa da sebebiyet verebilir.
“Acı çekme hali, ruhumuzla bağlantımızın kopmasından kaynaklanmaktadır. Meditasyon bu bağlantıyı kuruyor.” - Amit Ray
“Meditasyon pratiği kendimizi bir kenara atıp daha iyi bir şey olmaya çalışmak değildir. Zaten olduğumuz halimizle arkadaş olabilmektir.” - Pema Chödrön
Kalp gözü açılmaya başlayan kişi, kendini yeniden bilmeye ve hatırlamaya başlar. Önce kalbine, kendine, özüne, sonra da etrafına daimi sevgi ve şefkat enerjisi ile yaklaşmaya başlar. Olanı olduğu gibi görmeye, zihnin illüzyonundan çıkmaya başlar. Yargı, suçlama, acı, eleştiri gibi negatif gözüken haller yerini mutluluk, huzur, daimi neşe ve aşk titreşimine bırakır.
Kişinin kendisiyle olan sevgi bağını güçlendirmesini, kalbini yeniden hatırlamasını, özünü ve kendini yeniden hissetmesini ve kalbi ile yeniden iletişimde olmasını sağlayan en güçlü araçlardan biri ise meditasyondur. Kalp somut, zihin soyuttur. Bu yüzden kalbi hissederek, odağı kalbe getirerek meditasyon yapmak, kalbin genişliğini ve sonsuzluğunun içine girebilmenin, kendini olduğun her halinle kabul etmenin ve biricikliğini yeniden hatırlamanın en keyifli yollarındandır.
Mevlana ile başlamayı tercih ettiğimiz bu yolculuğu yine Mevlana ile bütünleyelim istedim.
“Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa, o zaman sen zaten yoksun ki.”
KALP MEDİTASYONU
Faydaları
Kendini olduğun gibi kabul etmene, önce kendine, sonra da çevrene şefkat ile yaklaşmana yardımcı olur. Acı, üzüntü, yalnızlık gibi duyguların dönüşmesinde rol oynar. Kalp çakranın açılmasında ve kalbinde hissettiğin sevginin genişlemesine alan tanır.
Uygulama Sıklığı
Her gün sabah ya da akşam uygulanabilir. Gün içinde kendine karşı negatif gibi gözüken duygular hissettiğinde de sessiz bir alan yaratılarak bu meditasyon yapılabilir.
Uygulama Süresi
Bu meditasyon için önerilen en kısa süre 10 dakikadır. İhtiyaca göre bu süre artırılabilir.
Hazırlık
Gün içinde kendine iyi davranmadığın anları gözlemle. Kendine söylediklerinin ve düşündüklerinin ne kadarının negatif olduğunu fark et.
Uygulama
1. Omurga dik bir şekilde, bağdaş kurarak ya da bacaklarını uzatarak, yere otur. Bu duruşta zorlanıyorsan, sırtını ve belini duvar ya da sandalye ile destekleyebilirsin. Eğer sandalyede oturuyorsan, ayak tabanlarının yer ile temas ettiğinden emin ol. Hafif boyun kilidi uygulayabilirsin. Bütün meditasyon boyunca nefes sadece burundan alınıp verilir. Gözlerini kapatabilir veya yumuşakça önünde bir noktaya odaklayabilirsin.
2. Burundan uzun ve derin nefesler almaya başla. Bedeninde sıkıştığını hissettiğin bir yer varsa nefesin ile o bölgeyi genişlet ve rahatlat.
3. Bedenin gevşeyip rahatladıktan sonra odağını kalbine getir. Bunu yaparken sol elin altta sağ elin onun üzerinde olacak şekilde, ellerini kalbinin üzerine koyabilirsin. Dilersen kalbine dokunmadan, sadece hissetmeyi seçebilirsin. Birkaç kere bu şekilde nefes alıp verdikten sonra, odağını kalp atışlarına getir. Rahat ettiğin bir süre de kalp atışlarına odaklan. Eğer kalp atışlarına odaklanmak seni rahatsız ederse sadece kalbine odaklanarak devam edebilirsin.
4. Göğsünün ortasında başlayan ve kalbine doğru yayılan enerjiyi hisset. Bu enerjinin yavaş yavaş yeşil renge dönüştüğünü imgele.
5. Nefes aldıkça, evrendeki bütün sevgi ve şefkat enerjisini bu yeşil renkli enerji ile içine çektiğini, nefes verirken ise bu yeşil enerjinin bütün bedenine yayıldığını imgele ya da hisset. Bu enerji ile dilediğin kadar kalabilirsin.
6. Meditasyon bittikten sonra kendine 2-3 dakikalık dinlenme süresi tanıyabilirsin.
Comments